12
May
Virüsler ile ilgili artan haberler endişelerimizi de arttırıyor. En etkili yöntem tabi ki, virüsü almamak, korunmak. Bunun için de bağışıklığımızı mümkün olduğunca güçlendirmek ve gerek kişisel gerek yaşam alanımızda hijyeni arttırmak çok önemli. Hayatımızda her zaman virüsler, mikroplar oldu, olacak. İsimleri değişecek, kendileri değişecek, güçlenerek karşımıza çıkacaklar. O zaman bizim de güçlenmemiz lazım.
Corona virüs (covid-19) küresel salgını bize bir kez daha gösterdi ki; hayatta en önemli şey sağlık. Sağlığımızı korumak için de güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmamız gerekiyor. Bağışıklık sisteminin en iyi şekilde çalışması, hafif soğuk algınlığından tehlikeli influenza ve hayatı tehdit eden zatürreye kadar her türlü enfeksiyona karşı hayati önem taşıyor.
Bazı besinler doğal olarak birtakım bileşenler içerir ve fiziksel veya zihinsel sağlığı iyileştirme potansiyeline sahiptirler. Fonksiyonel yiyecekler; günlük hayatta düzenli bir şekilde yediğimiz, kronik hastalıklara yakalanma riskinizi azaltan, biyolojik savunma mekanizmasını güçlendiren, yaşlanmayı geciktiren ve sağlığınızı düzelten bileşenleri içeren yiyeceklerdir. Bilimsel etkileri kanıtlanan bu gıdalar, fonksiyonel diğer bir adı ile süper gıdalar olarak tanımlanır. Yapılan birçok çalışma bu yiyeceklerin bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanında, kan şekerini dengelediğini, kalp-damar rahatsızlıkları, diyabet, yüksek kan basıncı, alzheimer, inflamasyon, mikrobiyal/ viral / parazitik enfeksiyonlar, sindirim sistemi gibi rahatsızlıklarda fayda sağladığını göstermiştir. Aynı zamanda vücutta oluşan oksidatif stresi azalttığı ve hücre yenilenmesini sağladığı için çeşitli kanserlere karşı koruyucudur.
Bağışıklığımızı güçlendirmek için Yaban mersini, Ekşi karadut, Nar, Kırmızı soğan kabuğu, Vişne, Patlıcan, Böğürtlen özlerinde bulunan antioksidan açısından en zengin flavonoidlerden biri olan antosiyaninlerce zenginleştirilmiş Mor Ekmek için sofralarımızda yer açmamız bize fayda sağlayacaktır. Gelin şimdi hep beraber Mor ekmeğin içinde bulunan sebze ve meyvelerin faydalarına yakından bakalım.
Yaban Mersini: Blueberry, mavi yemiş, ayı üzümü olarak da bilinen, fundagiller ailesinden bir meyve türü olan yaban mersini Karadeniz bölgesinin dağlarında çok miktarda bulunur. Anavatanı Kuzey Amerika’dır. A, C, E ve K vitaminleriyle kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gibi vücudumuz için gerekli birçok minerali de içinde barındırır. C vitamini deposu yaban mersini, böbrek dostu besinlerin başında yer alıyor. Antioksidan özelliği en yüksek olan besin sayılan yaban mersini; bu sayede vücudu serbest radikallere karşı koruyor, böbrek hasarını önlüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Uzmanlar yaban mersininin böbrek yetmezliği hastalığının riskini önemli oranda düşürdüğünü vurguluyor. Bunun yanı sıra yaban mersini, kan şekerini düzenliyor, idrar yollarını temizliyor, görme kaybını engelliyor, beyinin sağlıklı çalışmasına verdiği destek ile hafızayı güçlendiriyor, beyin sağlığını koruyor, unutkanlığı en aza indiriyor, sindirim sistemini düzenliyor, kötü kolesterole karşı vücudu koruyup kolesterol seviyesinin düzenlenmesini sağlıyor, damar tıkanıklarını önleyerek kalp krizi riskini azaltıyor.
Ekşi Karadut: Şifa kaynağı olarak bilinen ekşi karadutun hasadı yaz ortalarında başlar. Ağız içi yara ve aftlarda, kanser riskini azaltmada, kan basıncının dengelenmesinde, ülser gibi sindirim sistemi hastalıklarında, kansızlığı gidermede, kan şekerini dengelemede, vücudu toksinlerden arındırmada, soğuk algınlığı ve gribe karşı korunmada, kolesterol seviyesini dengede tutmada, halsizlik ve aşırı yorgunluğu gidermede son derece etkili faydalar sağlar.
Nar: Nar bol miktarda C vitamini, polifenol, demir, potasyum içerir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Narın içerisinde bulunan polifenol ve antosiyanin, E vitamininden 20 kat daha fazla güçlüdür ve bu maddelerin antioksidan özellikleri sayesinde doğal bir antibiyotik görevi gördüğünden kalp ve damarlarda bulunan zararlı maddeleri temizleyerek damarlarda meydana gelen plak artışını ve daralmayı önleyerek kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur. Narın içerdiği antioksidanlar gribe neden olan mikropları öldürür virüsleri zararsız hale getirir. Kolesterol ve şekeri dengeler. Bir çok bilimsel araştırma da narın prostat kanserine yakalanma riskini azalttığını ortaya koymuştur.
Kırmızı soğan kabuğu: Soğan kabuğu içerisinde vitaminlerden A, B ve C, minerallerden potasyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum, iyot, fosfor ve kükürt bakımından zengindir. Soğan kabuğu, soğandan çok daha fazla antioksidan özelliğe sahiptir. Vücutta yaraların iyileşme sürecini hızlandırır. Kan şekeri düzenleyicisidir. İçindeki kuersetin maddesi yüksek tansiyonu düşürmede etkilidir. Böbrekleri rahatlatır, enfeksiyonları önler, vücutta gevşeme ve rahatlık hissi oluşturur.
Vişne: Vişne, kırmızı meyveler grubunda yer alır. Fitokimyasallar, antioksidanlar ve C vitamini gibi önemli besinler, enflamasyonu kesen, antiviral ve antibakteriyel özelliklere sahip, kalp sağlığını destekleyen bileşenler içermektedir. Kanserin önlenmesi için yararlıdır. İltihapları azaltır. Kandaki ürik asit seviyelerini düşürür, bu da artrit ve gut hastalığının önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca meme kanserini önlemeye yardımcı olabilecek çok iyi bir melatonin kaynağı olarak da bilinir.
Patlıcan: Patlıcanın antosiyanin, vitamin ve mineral içeriği oldukça geniştir. Kardiyovasküler sağlığın iyileşmesine, sindirim sisteminin düzenlenmesine, anemi semptomların azalmasına, bilişin artmasına, güçlü kemikler oluşmasına, kolesterolün düşmesine, yüksek demir içeriği ile kansızlığın önlenmesine, yüksek ve zengin antioksidan içeriği ile kanser ve enfeksiyonlara karşı organların ve hücrelerin korunmasına yardımcı olur.
Böğürtlen: Böğürtlen koyu ve mor rengini antosiyaninlerden almıştır. Potasyum, magnezyum ve kalsiyumun yanı sıra A, C, E ve B vitaminlerini içerir. Güçlü bir antioksidan kaynağı olan antosiyanin, vitamin ve mineraller bakımından zengin olan böğürtlenin, kalp sağlığını koruduğu, sindirimi desteklediği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, hafızayı güçlendirdiği bilinmektedir.
Mor Ekmek, yukarıda faydalarını saydığımız tüm bu kırmızı ve mor sebze ve meyve özlerinin ileri ve yüksek teknolojik yöntemler kullanılarak saflaştırılıp tam buğday unu ve tandırlık köy ununa katılması ile üretilmektedir. Bu nedenle üretilen unlu mamuller de mor bileşenlerce zenginleştirilmiş olduğu için mor renktedir. Mor Ekmek doğal bir antioksidan kaynağıdır. Mor Ekmeğin içinde bulunan antosiyanin, antioksidan açısından en zengin flavonoidlerden biri olup; diğer besin öğeleri gibi vücutta depolanmaz aksine düzenleyici olarak görev yapar, serbest radikaller ile savaşır, hücrelerin yenilenmesini sağlar ve organların daha rahat çalışabilmesine yardımcı olur. Obezite, diyabet ve kansere yakalanma riskini azaltan antosiyanin, kalp ve karaciğer için de detoks etkisi yaratır. Tüm mor gıdalar düşük glisemik indekse sahip, kan şekeri dengesini bozmayan ürünlerdir. Enfeksiyonları önleyici özellikler taşır. Mor bileşenlerin tok tutucu özellikleri sayesinde daha dengeli beslenebilmek mümkündür. Düzenli kullanımda kan şekerini dengeler, yorgunluğu azaltır, zindelik verir.
Hastalıkların tedavisi doğada, doğadaki mucizelerde mor ekmekte var.